|
|
» Öğr.Gör.Dr.Okan KOÇ |
HÜZÜN, O KAHROLASI HÜZÜN
Bir
yanımız seher yeline eşlik edercesine yitik diyarların ezgisini söylerken
bilinmeyen bir dilde,
çoban ateşinde alazlanan isli çaydanlıklardaki kokuya hasret ıslıklar çalıyorken
benliğimiz,
Meğer,
Diğer yanımız karlı dağlarda kalmış ...
gözünün alabildiği kadar beyazlığın esirliği dağlarda.
Adımızı kör bıçaklarla kazıdığımız taşların üzerine karlar yağarken,
Hüzün,
O kahrolası hüzün,
O bizi delik deşik edip de yüzümüzü sarıp sarmalayan hüzün,
yarını yoğuran nasırlı ellerimizle doldurduğumuz soğuk suları kana kana içerken
suda yansıyan hüzün,
Bulutsuz bir gökyüzünde,
Seyre dalarken ufku,
Yaprak yaprak içimize dökülen hüzün,
Kahkahalarla bile gülerken, yüreğimize bağdaş kurup oturan hüzün,
birbirine hasretle sarılan, kirpiklerimizde donmuş...
Gözlerimizde alacalaşan yarin tebessümünü yıldızlar göğe uğurlarken,
İnce ince ıslanmışız ömrü yokuş yollarımızda.
Sırtımızı verdiğimizin keçi kılından çadır direkleri göğsümüzde ızdırap olup
cayır cayır yanarken,
Dönüp orda mıdır diye bakmaya bile yeltenmediğimiz değerlerimiz bir bir göçü
katarlamış.
Adını bile koyamadığımız,
söylemeye kıyamadığımız,
Sıkılmış bir yumruğun ortasında kalan,
sevdamız,
yanık süt kokusunda uzanırken sere serpe benliğimizde,
Çocukluğumuzun yılkı atları teker teker umudumuzun dağlarını toza dumana
katmış...
Tarlalara yığılan çağıl taşlarının duldasına sığınmış çocukluğumuz,
Yediği ekşi elmayla yüzünü buruşturarak, ürpererek izlemiş,
Sarı sıcak bozkırda alıcı bir kuş gibi dönüp duran gençliğimizi...
Biz ki yarınlarıyla hesaplaşmayan bir neslin evlatlarıyız,
biz ki damağında bir avuç kavurganın tadını koruyan,
dağarcığındaki son ekmeği paylaşan çobanların,
yazıda yabanda bir alıcın gölgesinde açıyı bal eyleyen ırgatların
torunlarıyız...
Ne unuttuk adımızı ne de bizi biz eden varlığımızı..
Öğr. Gör. Dr. Okan KOÇ
14/11/2021
WORD FORMATINDA ESKİ YAZILARI İÇİN TIKLAYINIZ.
|
|
|
|