Nuray Yıldırım
FATMA DEMİREL'İN ARDINDAN
Aşkı, sevdayı, güzelliği mi
yazacağız.
Halılara sevginin desenlerini dokuyacak gücümüz kalmadı toplum
olarak.
Akşam yatağa girerken yarın ne gibi çirkinlikler bizi bekliyor.
Sorularıyla uykuya dalmaktan insan olduğumuzu unuttuk.
Sabah güneşi etrafı aydınlatıp güne başlayınca aldığımız
haberler sıraya girdi.
Yine bir kadın..
Yine bir ölüm.
Kadın ki, yüzünün duruluğundan tutun, gözlerindeki yaşam ateşi
nasıl narin bir yapıya sahip olduğunu bize anlatıyor.
Ahmet Kaya'nın dediği gibi Diyarbakırlıymış adı: Bahtiyar.
Tarih tekerrürden ibaret Diyarbakırlıymış adı: Fatma Demirel.
Çalıştığı hastaneden KHK ile ihraç edilmiş olan bir çocuk annesi
kadın iki gün önce iş ilanı vererek iş aradığını duyurmuş.
Neydi peki?
İki gün sonra onu intihara sürükleyen etmeler.
İşten atılıp onurunun zedelenmesi bir yana 16 TL.- ye ulaşan bir
kutu sütü çocuğuna alamayacak olması mı?
Ülke de kimler, insanları çaresizliğe düşürerek intihara
sürükletiyor. Meclis'te yapılan kavgalar hiç bir dönem insanlara
normal standartlarda bir yaşam sunmamıştır.
Şimdilerde çok konuşulan bir husus daha var ki; o da gençliğin
işsiz ve zorda olduğu.
90'ların genciydim bir zamanlar ve o zaman da kapı kapı iş
arardık.
Seyfi Oktay'ın ve Özal'ın döneminde yığınla genç işe
yerleştirilirken, o işlerden birine başlayamamaktan dolayı kaç
kez ölüp dirildiğimi sadece ben bilirim.
Torpil bu memlekette hep vardı.
Eşit yaşam olmadığı sürece hep var olacak.
Geceleri tavana gözlerimi dikip sabaha umutla uyanıp tekrar
hayata başlamayı..
Günde bir, bazen haftada iki kitap okuyup bitirmeleri..
Kitap gazete dergi okumaktan başka çaremizin olmadığını bilmek!
O dönemlerin zenginliği olarak kaldı zihinlerimizde.
Fatma Demirel yalnız değil ki!
O sadece görünürde...
Sazı elinde bir fotoğraf karesinde, ölümü seçerek içindekileri
haykıran suskunlukla kaldı.
Dik yürünmesi gereken yol o kadar uzun, çoğu kez engebeli
yürünen bu uzun yolda karşına çıkan engellere karşı verilen
çatışmalarda tek başınalığın girdaplarından kimi zaman çıkmak
mümkün olmuyor.
Bir çok savaşçı kadını gördüm; Fatma Demirel'in duruşunda,..
masumiyetinde!
Doğruları söylediğimizde kapının önüne
konmalarımızı gördüm.
Savaşçı kadınlar olarak yaşamaya yeltenince, saldırılar hep
vardır.
Kaosun içinde sistemin dayatması bir yandan, diğer taraftan da
düşmanlarının artması, kadına içindeki kalkanlarını büyütmesi
gerektiğini duyumsatarak her an her yerde bu savunmayla
yaşamasının zeminini hazırlar.
Daha dün iş ilanı veren birisi, kendi büyüttüğü kalkanlarını
taşımaktan yorulmuştur.
Yol almaktan usanmış olduğunun düşünce bataklığına girmişse
eğer; yaşananların yel değirmeniyle savaşmaktan başka bir şey
olmadığının kanısına varmış olmanın talihsizliği sarar tüm
benliğini. ve girdiği boşluk duygusuyla kendini yok etme
eylemini hazırlar.
Oradan kendisini kurtarıp çıkarması için çok candan bir
yoldaşının olması gerekmektedir.
Bu yoldaş kimi zaman kendi kendinin yoldaşı ya da dışarıdan bir
yoldaş olacaktır.
Kendi iç çıkmazlarımızın artığı bu toplumsal zorluk sürecinde
savaşımızı kendimize yönlendirmemek marifetimiz olmalı diye
düşünenlerdenim.
Yoldaşlarımıza sahip çıkalım; hastalıklar ölümler son bulsun.
Diyarbakır zindanlarında olsun.
Gerekse Diyarbakır ve Ülkenin dört bir yanında çalışma hayatı.
Sonuç hep ölüm getiriyorsa, başta söylediğim gibi güne güzel
başlamak ve bunca zamların ve zulümlerin bataklığında
boğulmamayı tercih ederek ve de hepimiz biriz diyerek,
Mücadeleye devam edeceğiz.
KHK'lı Fatma Demirel'in intiharının ardından.
Nuray Yıldırım
11 ARALIK 2021